Sahne sanatlarından, dijital oyun üreticiliğine, moda tasarımından, müzik endüstrisine kadar “kreatif ” alandaki tüm sektörleri kapsayan ve kamu nezdinde temsil yetkisi olan TOBB Kreatif Endüstriler Meclisi, ikinci dönemine “pandemi yaralarını sarma” ve sektörün kanayan yarası telif sorunlarına kalıcı çözüm bulma gündemleri ile girdi. İkinci dönem başkanı Ata Kavame ile TOBB TÜRKEM’in sektörde yaratmayı hedeflediği katma değeri konuştuk.
SAHNE SANATLARI, mimari, reklamcılık, edebiyat, moda tasarımı, grafik ve endüstriyel tasarım, dijital oyun üreticiliği ve etkinlik organizasyon gibi ürün ve hizmetlerin yaratım, üretim ve dağıtımıyla ilgilenen kişi ve işletmelerin tamamını kapsayan yaratıcı endüstrilerin rekabetini ve kalitesini artırmak için kurulan TOBB Türkiye Kreatif Endüstiler Meclisi, sektörü kamu nezdinde temsil etmeye yetkili en üst düzey yapı ve temsil itibariyle en kapsayıcı platform konumunda. Sektörel sorunlara çözüm üretme ve kanun yapıcı üzerinde bu çözümlere dair etkili kalıcı kararlar alınması için lobi faaliyetlerinde bulunma misyonuyla hareket eden meclis, şu anda ikinci dönemini sürdürüyor. Fırat Kasapoğlu’nun ardından meclisin ikinci dönem başkanlığını üstlenen Ata Kavame, bir yandan sektörün en önemli gündemi telif konusuyla ilgili çözüm arayışlarına devam ederken diğer yandan pandemi nedeniyle açılan yaraları en sağlıklı şekilde sarmanın yollarını arıyor. Göreve gelirken sadece mevcut problemlere çözüm üreten bir meclis değil, aynı zamanda
kısa orta ve uzun vadeli politikalar oluşturmak için söz verdiklerini dile getiren Kavame, “Bizim gibi bir meclise yakışan da kreatif fikirler üretmektir. Marangozun kapısı her zaman kırık olmaz…” diyerek başlıyor hedeflerini anlatmaya.
Meclisin tek bir meslek kolunun gelişimine değil, tüm kreatif sektörlerin ortak faydalarının gelişimine odaklı olduğunu da söyleyen Ata Kavame, “Elbette hedeflerimizde alçak elmalar ve yüksek elmalar var. İhtiyaca ve duruma göre odaklandığımız konular değişiyor. Bu odakları belirlerken net sonuç ve fayda almak başlıca kriterimiz” diyor ve ekliyor: “Baktığınızda kreatif sektörün tüm kollarından birbirinden değerli üyeleri ile birlikteyiz ancak toplantılarımıza katılım başarımız ortalama yüzde 90. Bu oran bile üyelerimizin meclisimize olan inancını ve güvenini gösteriyor.”
“EĞLENCE VERGISI” SEKTÖRE ZARAR VERIYOR
Pandemide en fazla yara alan sektörlerin arasında şüphesiz ki sahne sanatları, etkinlik ve eğlence sektörü yer alıyor. Sektörün özellikle hizmet tarafında yer alan bazı kollarında yüzde 75’lere varan küçülme oranları yaşandı, bazıları ise yok olma seviyesine yaklaştı. Bu dönemde “Yok Olmak İstemiyoruz” mesajıyla bir farkındalık kampanyası başlattıklarını dile getiren Kavame, aşılamanın yaygınlaşmasıyla sektörün de toparlanmaya başladığını ve yaralarını sarmak için harekete geçtiğini anlatıyor. Bu noktada “Eğlence Vergisi”nin de en az pandemi kadar sektöre zarar verdiğine dikkat çeken Kavame, konserler ve canlı müzik etkinliklerinin bir kültür etkinliği olarak sayılması için uğraştıklarını anlatıyor: “Eğlence Vergisi adı altında dünyada benzeri olmayan bir de vergi alınıyor. Bu verginin kaldırılması ya da diğer kültür etkinliklerine uygulanan vergi ile eşit seviyeye getirilmesi için girişimlerimiz oldu. Çok yakın zamanda tatmin edici sonuçları paylaşacağımız müjdesini burdan sizler aracılığı ile vermiş olalım.”
KÜLTÜR VE TURIZM BAKANLIKLARI AYRILMALI
Bu ay Deloitte tarafından yayınlanan “Kreatif Ekonomilerin Geleceği” raporunda Türkiye’ye özel bir bölüm ayrıldığını söyleyen Kavame, 2025 yılında kreatif endüstrilerde çalışan sayısının 800 bin’e yaklaşacağını, tüm dünyadaki çalışan sayısının yüzde 2,4’ünü oluşturacağını ve yaklaşık 3,2 milyon insana etki edeceğini söylüyor. Yakın zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yayınladığı “Kültür Endüstrilerinin Türkiye Ekonomisine Katkısı” raporunda da oldukça çarpıcı veriler olduğunu söylüyor. Rapora göre 2011 yılında katma değeri 27 milyar TL olan kreatif ekonomilerin cirosunun 2018 yılında 107 milyar TL değerine geldiğini aktaran Kavame, GSYH payının yüzde 2,88 seviyesinde olduğunu ifade ediyor.
Kavame’ye göre en çarpıcı gelişme ise 2009 yılında 151 milyar TL olan kreatif endüstriler cirosunun 2018 yılında yüzde 266’lık artışla 556 milyar TL seviyesine gelmiş olması. “Bu rakamlarla gösteriyor ki kreatif endüstrilerin GSMH’ye katkısı insan sağlığı ve sosyal hizmetler, hukuk, muhasebe, bilimsel faaliyetler, madencilik, kiralama, seyahat acenteleri, özel güvenlik, tesis yönetimi gibi sektörlerin GSMH yaptığı katkının üzerinde” diyor ve ekliyor: “Sigorta ve finans faaliyetleri, konaklama ve yiyecek hizmetleri faaliyetleri ile hemen hemen aynı. Yani Türkiye ekonomisi için çok önemli olan finans ve sigortacılık ile birlikte tüm turizm işletmelerini de barındıran konaklama ve yiyecek hizmetleri ile aynı miktarda katkıda bulunuyor.”
Tüm bu rakamların ışığında kreatif ve kültür endüstriler ve turizmin birbirinden ayrı çok önemli değer odakları olduğuna dikkat çeken Ata Kavame, kreatif endüstrilerde elde edilen her başarının Türkiye’nin marka değerine ve itibarına eşsiz bir etki yaratacağını söylüyor.
“Bu fırsatı iyi kullanan ülkelere ekonomik olarak sınıf atlatabilecek bir potansiyelden bahsediyoruz” diyor Kavame ve ekliyor:
“Bu sebeple bu iki çok önemli gelişim alanının birbirinden ayrışarak kendi alanlarında konsolide olmuş örgütlenmelerle birer bakanlık düzeyinde temsil edilmeye her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Bu sayede kendi konularında uzman ve odakları keskinleşmiş kadrolar bu hayali gerçek kılacaklardır.”
ÇOCUKLARA YÖNELIK YETENEK AVI BAŞLIYOR
TOBB TÜRKEM çocuklara ve gençlere yatırımı her şeyden önemli gördüklerini kaydeden Ata Kavame, önümüzdeki günlerde hayallerini süsleyen bir projenin ilk adımlarını atacaklarının bilgisini veriyor. KEYCOT “Kreatif Endüstrilere Yatkın Çocuklar Tarama Programı” adı verilen proje spordaki “scouting” yani yetenek avcılığı gibi bir tarama programı projesi olacak. Çocukları küçük yaşlarda kreatif endüstrilerdeki yatkınlıklarına göre belirleyip dijital oyun programcılığından, moda tasarımı, reklamcılık, mimari, sanata kadar uzanan alanlarda keşfetmek istediklerini anlatan Kavame, “Dünyada birçok ülkede tarama programları 5-8 yaşları arasında yapılıyor ve daha o yaşlardan sürekli takip edilerek desteklenmeye başlıyorlar. Sonrasında gelişimler devamlı kontrol ediliyor. Özellikle Güney Kore bu yatırımı 7 yıldır yapıyor. Bu sadece TOBB TÜRKEM tarafından değil birçok uzman, profesyonel ve bakanlıklar tarafından birlikte yürütülecek bir proje. Süre uzun gelebilir ancak bir ülke için çok kısa sürelerde yani 8-10 yıl içinde sonuçları hayret verici olacak. En büyük hayalimiz bu diyebiliriz” diyor.
Kreatif endüstriler için ulusal politikalar üretmenin bir tercih değil zorunluluk olduğunun altını çizen Kavame, hayal eden bir nesil var etme misyonuyla yola çıktıklarını söylüyor: “İddiamız büyük, bir ülkenin çehresini değiştirmek istiyoruz. İlham vermek için önce gençlerimizi cesaretlendirmek gerekiyor. Kreatif alanlarda çok ciddi gelirler elde edebildiklerini, dünyada yaptıkları işe duyulan saygıyı, kazanacakları itibarı göstermek gerekiyor. Bu sebeple bu Kasım ayında TOBB TÜRKEM yılın ilham veren duayenlerin başarılarına ve ilham veren gelecek vaat eden genç yeteneklerini ödüllendirmek istiyoruz. O yılın ilham veren başarı hikayelerini anlatacağız aslında. Genç yeteneklerini cesaretlendireceğiz.”